TÜBİTAK’ın öncülük ettiği Covid-19 Türkiye Platformu tarafından geliştirilen, bazı aşı ve ilaç adaylarının virüse karşı etkin olup olmadığı, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknolojisi Enstitüsü’nde (GMBE) bulunan güvenlik tedbirlerinin en üst seviyede olduğu BSL-3 Laboratuvarında yapılan çalışmalar ile tespit ediliyor.
TÜBİTAK MAM GMBE’den Başuzman Araştırmacı Dr. Hivda Ülbeği Polat ve Uzman Araştırmacı Dr. Müge Serhatlı, Koronavirüse karşı geliştirilen aşı ve ilaç adaylarının etkinliğinin test edildiği BSL-3 laboratuvarını ve yapılan çalışmaları anlatıyor.
Uzman Araştırmacı Dr. Müge Serhatlı, 24 TV ve CNN TÜRK ile gerçekleştirdiği röportajda, “Pandeminin başlangıcında bizler çok hızlı bir şekilde hareket edebildik. Var olan altyapıyı çok hızlı bir şekilde Covid-19 Türkiye Platformu için kullanmaya başladık. Koronavirüse karşı geliştirilen aday moleküllerin canlı virüsün hücreleri enfekte etme kabiliyetini yok edip etmediğine bakıyoruz. Hem hücre kültürü hem de hayvanları kullanarak BSL-3 laboratuvarı içerisinde yüksek teknolojik yöntemler kullanarak bu testleri gerçekleştiriyoruz. Tüm katı atıklar çift taraflı otoklav yardımıyla içeriden yerleştiriliyor, dekontaminasyon işlemi gerçekleştirildikten sonra steril atık olarak dışarıda bertaraf ediliyor. Kendi virüsümüz artık kendimiz üretebiliyoruz. Biz şu anda TÜBİTAK çatısı altında böyle bir laboratuvara sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Çok ciddi bir yatırım olan bu altyapıyı Covid-19 için kullanabiliyoruz ve buradan çıkacak sonuçlar ile de ülkemizde devam eden projelere etkinlik analizi başlığı altında virüs nötralizasyon deneylerini yaparak destek olabiliyoruz. Projelerde çalışan bütün araştırmacılar olarak, gayretli bir şekilde bir noktaya varabilmek, hem ülkemize hem insanlarımıza faydalı olabilmek için büyük çaba içerisindeyiz.” dedi.
Başuzman Araştırmacı Dr. Hivda Ülbeği Polat, “10 milyon Euro’yu bulabilen bir altyapı pandemi sürecinde Koronavirüs ile mücadelede tüm Türkiye’ye hizmet ediyor. Elimizde 2012 yılından beri oturmuş sertifikalı bir altyapımız var. Bu altyapı sayesinde pandemi sürecinde çekinmeden hızlı bir şekilde virüse dokunarak çalışmalarımızı yapabildik. Bu altyapı içerisinde BSL-3 laboratuvarları öncelikle çalışan personeli ve çevreyi korumak üzere dizayn edilmiştir. Laboratuvar panel sisteminden oluşan duvarlara, gaz sızdırmaz kapılara ve airlock girişe sahiptir. İçeride negatif basınç oluşturulur. Bu basınç ile içeride aspiratör tarzı bir hava akımı oluşarak yanlışlıkla kapı açıldığında dışarıdaki hava içeri doğru çekilir ve içerdeki mikroorganizmaların dışarı kaçışı engellenir. Güvenliği artırmak için içeride -50 Pa basınç altında çalışıyoruz. Laboratuvar içerisindeki lavabolar bodrum katta yer alan sıvı atık dekontaminasyon cihazına bağlıdır, laboratuvar sıvı atıkları bu cihazda ısıl işlem ile dekontamine edildikten sonra bertaraf ediliyor. Koruyucu biyogüvenlikli bir laboratuvar olması, bizi koruyan kıyafetler ve bu zamana kadar edindiğimiz tecrübe ile bu virüs ile çalışmaktan korkmuyoruz.
Klinik aşama seviyesine gelmiş aşı, ilaç ve koruyucu ürünler insana kullanılmadan önce mutlaka fare ve DSÖ’nün insana yakın uygun bulduğu bir deney hayvanında hastalık simülasyonu yapılarak test edilir. Buna karşı koyma deneyleri denir. Bu zamana kadar edindiğimiz tecrübelerimiz ve bu alt yapımız ile hayvanlara SARS CoV-2 Virüsü verilerek aşı, ilaç ve koruyucu ürünler test edilmektedir. İn vivo karşı koyma deneylerimiz ile TÜBİTAK MAM GMBE Türkiye’de geniş bir kitleye hizmet sunan neredeyse tek kurum.” dedi.
Röportaj videosuna aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.